Artık herşeyden bıktım, sıkıldım soğudum. Bana hiçmişim gibi davranan insanlardan, sahte gülüşlerle beni tatmin etmeye çalışan arkadaşlamdan, dışı güzel içi leş insanlardan bık tım. Bazen gerçekten diyorum ölüm çare mi acaba? Sonra canımın yanacağı geride kalan eşyalarım abime kalacak mirası falan düşününce vazgeçiyorum.
Ben artık gerçek dünyada titrek dizlerimle yürümek istiyorum. Yeni bi iş yeni bi hayat yeni bir ev, Düşünüyorumda en güzel senelerimmiş şu boklu Isparta, o tek göz odam evim olmuş, 18 yıl yaşadığım ev basbaya yabancı artık bana, ailem ailem mi hala? Neden yalnız hissediyorum? Neden ağlıyorum sesim çıkmasın diye parmağımı ısırarak, gerçekten ruhen yoruldum... Çoğunun özenerek baktığı hayatımdam bunaldım. Abimden, annemden, babamdan, ve şu Yengemden. Bi mucize olsun kapı çalsın bi sabah, yada telefon çalsın, başka bir şehirde yeni bir ev , yeni bir iş tanımadığım insanlar.. Yeni sahte suratlar ama tap taze umutlar olsun.
Herşeyi unutturan bir adam çıksın karşıma, koşulsuz sevsin beni, herkesin yüzüme vurduğu eksikliklerimi kendinden vererek kapatsın. Gözlerinin içi bana bakarken gülsün, sesini her duyduğumda içim titresin, her sabah yanlız yaşadığım evimde onun telefon çağrısıyla irkiliyim, bembeyaz yatak odamın camından içeri süzülen güneş ışığı gibi aydınlatsın içimi 5 dk da kapındayım mesajıyla tüm günüm aydınlık geçsin işte... Çok şey istemiyorum ki ben gece çiğ yağan toprağın sabah ayazındaki kokusu gibi, ilk açan nergizlerin koparılıp bardağa konması gibi birşey bu, çok basit gibi duran ama zaman gerektiren bişey sanırım. Belki bizimde üzerimize şans yağar olur ya Tanrının iyi niyetine denk geliriz bi bakmışım herşey tamam...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder